12 Ekim 2013 Cumartesi

Bayram ve Kurban

Bayram deyince akla çocuklar geliyor ister istemez. 30 yaş üstü bir kişiye bayram dediğinizde hep eski bayramları hatırlar ve anlatır… ‘Eski bayramlar nerede? Eskiden bayramda şunları yapardık, bunları yapmazdık’ diye günümüz bayramlarına sitem ederler… Aslında… Sitem edilecek bir durum da yok. Teknolojiye ayak uyduran toplum, bayramları da teknolojiyle yaşıyor… Mektup yerini mail ve mesajın aldığı günümüzde artık bayramlaşmalar tek bir tuşla yapılıyor. Yaz bayram mesajını, rehberindeki ya da mail listendeki herkese gönder… ‘Nice Bayramlara…’ *** Gelelim Kurban Bayramına… Bu bayramda et ön plana çıkıyor. Asgari ücretin 800 lira olduğu ülkemizde kaç kişi kurban kesiyor acaba? Kaç kişi borçla ya da kredi kartıyla kurban kesiyor? Kaç kişi eti gerçek ihtiyaç sahipleriyle paylaşıyor? Kurban eti nasıl pay edilir? Baktığımızda… Kurban kesen kişi, etin kilosuna bakmaksızın göz kararı pay ediyor… Mangallık ayrılıyor, ihtiyaçlar ayrılıyor… Yemeyecekleri kısımlar konu komşuya ya da ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor… Peki nasıl ayrılmalı kurban eti? Etin üçte birini evine, üçte birini komşulara, gerisini fakirlere vermek müstehabdır. Hepsini fakirlere de verebilir… Kurbanın hiçbir yeri satılmaz. Bir kısmı satılırsa, satılan kadarının bedelini sadaka olarak vermek gerekir, ama kurbanın etiyle yenecek bir şey alınsa, o miktarı sadaka vermek gerekmez… Kurban etini, evinde 3 günden fazla bırakabilir. Kurban sahibi zengin değilse, çoluk çocuğunun et ihtiyacını karşılamak için hepsini evinde bırakabilir… Allah herkesin kestiği kurbanı kabul etsin… Kurban Bayramınız mübarek olsun…