31 Mayıs 2009 Pazar

İZMİRLİ Mİ, BURSALI MI?


Her İzmirli ve Bursalı, hiçbir zaman dönmese bile, bir gün mutlaka şehrine döneceği duygusuyla yaşar...
İZMİRLİ Mİ, BURSALI MI?
Bu soruyu kendime çok kez sordum. Bir taraftan doğup büyüdüğüm, gençlik yıllarımı geçirdiğim, hatıralarla dolu Türkiye’nin incisi İzmir… Diğer tarafta şuan yaşadığım, çok şeyler öğrendiğim, hayatta madalyonun diğer yüzü dedikleri gerçekleri gördüğüm, kentlilik açısında farkın olmadığı Türkiye’nin kalbi Bursa…

‘İZMİRLİ MİSİN, BURSALI MISIN?’ deseler, sanırım her ikisini de derim… Birbirine benzeyen o kadar çok güzellikleri var ki; Bir İzmirli ve bir Bursalı arasında ortak özellikler olduğu kadar farklılıklar da var tabiki…
Ne İstanbullu’ya, ne de Ankaralı’ya benzerler…
Türkiye’nin en çok konuşulan ve konuşturan ili neresi diye bir araştırma yapsalar, yapılan anketin sonucunda İzmir ile Bursa açık ara önde çıkar.

Öncelikle sizlere birbirine ne kadar yakınsa o kadar da uzak iki güzel ilimizden İzmir ile başlamak istiyorum…

Asfalyaları atmadığı sürece izmirliler insanları sever…

İzmir’de hemşerilik duygusunu aşan, daha farklı bir şey var. Her İzmirli, hiçbir zaman dönmese bile, bir gün mutlaka şehrine döneceği duygusuyla yaşar.
İzmir özgürlükler şehridir. Kordon’da iki gencin öpüşmesi olağandır bizim için. Bu manzaraya bir tek İstanbullular bakar ve şaşırır. Siz siz olun bir İzmirlinin asfalyalarını (sigortalarını) sakın attırmayın.
İzmirli hayata geniş bakar geniş düşünür, yüksek sesle konuşur, askerlikteki gibi…
İzmirli olmak benim için sıcakkanlılığı ifade ediyor. İzmirliler insan sever. Girdiği her ortamda, herkesi kucaklar. Rahatızdır, genişizdir. Çok tezcanlıyızdır. Çat kapı orda, çat kapı arkasında. Oynamadan duramayız, gülümsemeden yaşayamayız. Öyle kolay kolay karalar bağlayamayız.

Sıcak kanlıdır izmirli, tutkusu uğruna her şeyi yapar…

İzmirli olmak herkesten daha sıcakkanlı ve sosyal olmaktır. İzmir’de doğmuşsanız eğer gözünüzü sosyal bir dünyaya açmışsınızdır. Rahattır İzmirliler. Herkesten çok toleranslıdır. Tutkular uğruna yapılan her şeye tahammül gösterirler. İzmir, kadınların en özgür olduğu şehirdir. Gece vakti komşudan eve yürüyerek dönerler. Canları istediği gibi giyinir, dekoltenin keyfine varırlar. İzmir’in taşra sıcaklığında, metropol medeniyetinde bir yer olduğunu söyleyebiliriz.
İzmirli olsun olmasın herkes, kızını, yazını, zeybek havasını, kumrusunu, çiğdemini, Kemeraltı’nı, Kordonboyu’nu, Levanten ailelerini, gávur olup olmadığını, 35,5’unu, körfez kokusunu konuşur durur.

Simite gevrek, çekirdeğe çiğdem deriz, lafı uzatmayız…

Simite gevrek deriz, çekirdeğe çiğdem. Kordon elektrik aleti değil, Kumru da kuş değildir. Yengen’i yeriz. sigortaya biz asfalya deriz, uzatmayız. Gidiyom geliyom deriz.
Evimiz isterse 800 metrekare olsun, balkonda otururuz. Hıdrellez filan gibi mazeretler uydurur, sabaha kadar sokaklarda içeriz.
Paraşüt kulesinden atlamayana kız vermiyorlar bizim İzmir'de, kızlarımızı da tavlayamazsınız, kızımızın canı çekerse, o seni tavlar!
Türkiye’de okey şampiyonası düzenlense, İzmirli kadınlar alır kupayı... Erkekleriyle kahveye giderler çünkü... nargile içerler... Askılı giyerler, şortla gezerler, öküz gibi bakarsan, beklemediğin anda beş parmağının sıcaklığını yüzünde hissedersin…
Hava güzel, daralırız, okulu ekeriz. Mezun olduktan sonra öğretmeniyle kadeh tokuşturmayan öğrenciyi zor bulursun İzmir’de. Saat kaç diye Saat Kulesi’ne bakanı bulamazsın, altında buluşanlar bile kafasını kaldırmaz saate bakmak için!

Çocuklarımızı kaybederiz, aceleye gelemeyiz…

Rahatızdır hem de çok... Çocukları Kemeraltı’nda kaybederiz, alışverişe devam ederiz, esnaftan biri bulup getirir, alışveriş bittiğinde adres bellidir, Kemeraltı Karakolu’ndan alırız çocuğumuzu... Ağlayıp zırlamak bi yana, çoğu dondurmayı bitirmediği için ayrılmak istemez karakoldan...
Aceleye işe gelemeyiz! Saat 20.00'da başlayacak programa 20.30’da geliriz...
35’imiz de var, 35 buçuğumuz da... Arkadan sirenleriyle isterse Cumhurbaşkanı gelsin, makam arabasına yol vermeyiz.
İşte bunlar İzmirli olmanın özellikleri… Ha az kalsın unutuyordum. İzmir’de boyoz olmadan kahvaltı yapmayız…

Gelelim ülkemizin kalbi Bursamıza…

Yaşam alanları Zafer plaza, As merkez, tophane vb olan, Türkiye genelindeki yaşıtlarından en az 5 yaş büyük gösteren, sarışın ve yeşil gözlülerin ağırlıkta olduğu bir kenttir Bursamız…

Her babayiğidin kolay kolay keşfedemeyeceği çekici kızları… İstanbullu kızlara göre çok daha güzel ve daha süssüz olan kızlarımızın havalı olduklarını düşünmenizin sebebi yakından tanımamanızdır; zira Bursa'nın kızları İzmirli ve İstanbullu kızlar kadar rahat olamazlar. Çanakkale veya İzmir'den Bursa'ya gelip Kapalıçarşı'da gezerseniz başka bir ülkeye geldik zannedersiniz. Bursa'da kapalı kızların sayısı diğer illere göre daha fazladır. Çok göç alan bir şehir olduğu için her karakter ve özellikte kız bulabilirsiniz.

Bir tarafında dağ, bir tarafında deniz 4 mevsimi yaşabilme zevkine nail olarak büyümüş, İzmirlilerin namı kadar yaygın olmasa da güzellikleri ile konuşturan, hem büyük şehirde yaşayan hem de küçük şehir terbiyesiyle yetiştirilmiş olan kaliteli insanlardır Bursalılar...

Mehter Takımı, İskender Kebap, Uludağ, Kestane Şekeri, Kılıç Kalkan Dansı, Kaplıcalar, Havlu,
Ulu Cami, Yeşil Türbe, Çınarları, İpek, Karagöz ile Hacivat… Say say bitmez Bursamızın güzelliklerini…

Bursa dışında yaşamak zorunda kalanların en çok özlediği yerler, Altıparmak ve Heykel’dir… Karlarla süslenmiş Uludağımız vardır ama, kayak yapmak için çıkan Bursalı sayısı nüfusunda yüzde 5’i bile değildir. Hani derler ya, yanındaki güzellikleri göremez insan…

Kışın ortasında güneş açınca şaşırmayız, Haziran’da kar yağınca da gülümseyip geçeriz… Dışardan Bursa’ya gelenler, kentin havasına alışıncaya kadar birkaç defa nezle hatta bronşite kadar gider rahatsızlıkları…

Otomotiv kenti Bursamızda en fazla otomobil kullanan il olmamıza ve en pahalı otobüs ücretini ödememize rağmen tıklım tıklım doldururuz belediye ve halk otobüslerini… Haa unutmadan, her ilin terminalinde (otogar)otobüs firmalarının şehir içi servisleri bulunurken, bir tek Bursamızda yoktur servis-mervis… Dışardan yüklü miktardan çuvallarla eşya getiren, kiralar bir açık kasa araç, gideceği yere öyle gider…

Su sıkıntımız yoktur. Uludağ’ın deriliklerinden gelen çeşit çeşit tatlı sularımız vardır ancak, Türkiye’de en pahalı suyu biz kullanır, biz içeriz…

Cuma ve Bayram namazlarımızı mutlaka Ulucami’de kılmaya çalışırız. Türbelerimiz çoktur, dini günlerde, kandillerde dua okumaya, sıkıntılarımızda maneviyat tazelemeye gideriz. Evliyalar şehri olarak tabir edilen şehrimizde, adım başı türbe, cami ve tarihi yapıları ziyarete gelen onbinlerce insan, memnun ayrılır esnafımızın hizmet ve yakınlığından…

Adı üzerinde yeşil Bursamız… Her ne kadar yeşili yok etmeye çalışanlar olsa da, adım başı ağaçlık, yeşil alan bulunur kentimizde… Bulduğumuz ağacın altına sereriz kilimimizi, alırız çayımızı, çoluğumuzu çocuğumuzu, yaparız pikniğimizi…

Bir Kırmızı-beyaz bir de yeşil beyazı severiz biz… Misafirperverliğimizin üzerine kimse çıkamaz ama, başka ilden Bursa’ya yerleşip de İstanbul takımlarını tutan olursa düşman oluveririz…

Kimileri Z yolu der, kimileri ise dağ yolu… Bursa manzarasını alırız karşımıza, elimize de soğuk bira, dünyanın en mutlu insanı oluveririz bir anda…

Dışardan gelip Bursa’ya yerleşenler, kente ve Bursaspor’a sevdalanırlar ister istemez…

Çayı koymayız, çay dökeriz… Yepyeni demeyiz, yesyeni deriz… miskete ve bilyeye cilli deriz…

Alışveriş merkezleri bizim sosyal alanlarımızdır artık… Her semtimizde bulunan 3-4 alışveriş merkezine bir şey almak için değil, gezmeye gider, kuru kalabalık yaparız…


İzmirli ve Bursalı arasında benzerlikleri de şöyle sıralayabiliriz…

İzmirliler balık yemeye Urla’ya gider, Bursalılar Mudanya’ya… İkisi de balık yemeden duramaz…

İki güzel ilimizde de Teleferik mevcuttur. İzmir’de Teleferiğe çıkarken körfez manzarası insanı kendinden geçirirken, Bursa’da doğa manzarasıyla çıkarsınız Teleferiğe… Teleferik konusunda tek farkı vardır İzmir’in… O da mangalınızı da yaparsınız, eğlencenizi de… Bursa’da henüz bu imkan yaratılmadığı için güzel insanımız bu zevkten mahrum bırakılmıştır yıllarca…

İzmir’de Karşıyakalılar 35’i kabul etmezler, 35.5 derler, İzmir’den ayrı tutarlar kendilerini… Bursa’da da Nilüferliler Bursa’dan ayrı tutar kendilerini…

İzmirimizin fuarı vardır meşhur… Bursamızın ise Kültürpark’ı… Luna park, yeşilliği, gölü çok şirindir… Kültürpark’ın kafeleri boldur, fuarın pavyonları… Fuarın alanı Kültürpark’tan büyük olsada birbirlerine çok benzerlikleri var iki yerimizin…

Cebimizde para yoktur ama İzmirliler olarak kıyafetin kralına dünyanın parasını harcarız, Bursalılar olarak ise ekmek alacak paramız olmasa da Bursaspor maçlarını izlemek için biletimizi herkesten önce almaya koşarız…

İzmirli sıcaktan bunalınca denize koşar, Bursalı Mudanya’da deniz olmasına rağmen havuza koşar…

İki ilimizin bir benzer özelliği de, şehrin belli noktalarında bulunan kötü kokuyu şikayet etmeden içimize çekeriz. İzmir’de Bayraklı yolu olarak bildiğimiz, Bornava’dan Alsancak’a doğru giderken Bayraklı semtinden geçen kanalın kötü kokusuna o kadar alıştık ki, arabamızın camını bile kapatma ihtiyacı duymayız… Bursa’da ise Panayır yolu olarak bilinen eski çöp alanının kenarından geçerken İzmirliler gibi hareket eder, kokuyu bir güzel içimize çekeriz.

İzmirliler siyasette sol ağırlıklı bir kenttir. Sol parti belediye başkan adayı olarak bir kukla koysa, hiç çalışmasa da seçimi çok rahat kazanır. Bursa ise, sağ ağırlıklı bir kenttir. Sağ iktidar partisinin gösterdiği adayın kazanmaması mümkün değildir. Sol Partiler Bursa’da Nilüfer’i, sağ partiler de İzmir’de Kemalpaşa’yı kesinlikle kaybetmezler (Son yerel seçimler hariç. 2009 yerel seçimlerinde Kemalpaşa'yı CHP kazandı)

İki ilimizde de Bulgaristan göçmeni yoğunluktadır. Son 10 yıl itibariyle iki ilimize de doğu ve güneydoğudan yüksek nüfusta bir göç yaşanmıştır.

Sonuç olarak güzel ülkemizin iki şirin ili olan İzmir ve Bursa’da yaşayanlar ve doğanlar her zaman ayrıcalıklıdır. Dünyanın güzelliklerini en çok tadan İzmirli ve Bursalılar, gurbete çıktıkları zaman dönmeseler bile birgün mutlaka memleketlerine dönecekleri arzusuyla yaşarlar. Çünkü, Türkiye’de iki tane yaşanacak, hatırları unutulmayacak ve uğruna ölünecek şehir var. Biri İzmir, diğeri Bursa…

Sevgiyle ve sağlıcakla kalın…


Yorumlarla ilgili kısa bir not:
Gerek Facebook'ta, gerekse blog sayfamda olumlu ya da olumsuz tüm eleştiriler için teşekkür ederim. Bu makale ile İzmir ve Bursa ile İzmirli ve Bursalı'yı tanıtmaya, bilmeyenler için anlatmaya, özleyenler için (benim gibi) hasret gidermeye çalıştım. Bursa'da yaşıyorum, çünkü seviyorum. İzmir'i özledim çünkü seviyorum. Tabiki Türkiye'nin 81 ili çok güzel. Burada kesinlikle bir ayrımcılık değil, yaşadığım illeri elimden geldiğince, duyduklarımla, gördüklerimle makaleye dökmeye çalıştım. Kusurumuz olduysa affınıza sığınıyor, bir sonraki makalemde görüşmek dileğiyle saygılar sunuyorum...)

15 yorum:

ÖZLEM SEVER dedi ki...

Bu yazıyı çok merak ediyorum. Umarım sevgili Mesut, çok fazla bekletmez bizi...

Adsız dedi ki...

Ben Bursalıyım sevgilimde İzmirLi merakla bekliyorum :)

Adsız dedi ki...

bursamızın çok daha güsel fotoları var. yanlış seçim olmuş bence.

merakla bekliyorum yazınızı...

Adsız dedi ki...

yazı çok güzel olmuş ben bi izmirli olarak beğendim bu yazının ne zaman yazıldığını bilmiyorum ama bu yerel seçimlerde kemalpaşa da chp kazandı

Adsız dedi ki...

belki de artık kaldırılmıştır ama bir zamanlar Bursa da 2 sokakta bir çeşme vardı. Bursa dışına çıktığımda suyun bakkaldan alındığını öğrendim. hatta gene Bursa'lı bir arkadaşım Ankara'da 5lt lik erikliyle dolaşıyordu :)

Adsız dedi ki...

ıkısıde degıl ıstanbul lu tek sehır varsa yasanacak ıstanbuldur

Caner dedi ki...

elinize saglık cok güzel bir yazı olmuş.bende bursalıyım hemde mudanyadan gercekten bursa dışına çıkınca ne zaman gidicem bursaya diye içim içimi yiyo :)

Adsız dedi ki...

çok güzel bir yazıydı. Okurken iki şehride yakından tanıdığımdan ve şu an o iki güzel şehirden uzak kaldığım için gözlerim doldu, çok özledim. Elinize yüreğinize sağlık Mesut Bey.

Adsız dedi ki...

bursalıyım bende her yaz izmire giderim.on numara bir yazı olmus gercekten.

Birol SÖNMEZ dedi ki...

Yazınızı çok beğendim. İki şehri de iyi biliyorum. Bursada oturuyorum ama her yaz İzmire gidiyorum. İki şehrin insanı gerçekten sıcakkanlı ve samimi. Elinize sağlık.

Unknown dedi ki...

Hakikaten uğrunda ölünecek, adamı gittiği yerden getirecek 2 şehir var:Bi Bursam bi de İzmir. Her ne kadar izmirde çok fazla bulunamadıysam da seviyorum.

Unknown dedi ki...

çok güzel anlatmışsınız Mesut bey.bir bursalı olarak yazdıklarınız çok beğendim..egenin incisi İzmir..marmaranın incisi Yeşil Bursam..elinize sağilık..

Hülya dedi ki...

Ben de Bursa'lıyım benimde sevgilim İzmir'li gerçekten bu iki şehir Türkiye'nin en sevdiğim iki şehri yazıya gerçekten bayıldım. Okurken de hem çok etkilendim hem çok eğlendim :) Gerçekten çok hoş olmuş teşekkür ediyorum :)

Adsız dedi ki...

Doğduğum ve hala yaşadığım yer İzmir;kaderin cilvesi beni Bursada yaşamaya mecbur bıraktı.Güzel günlerimde oldu kötü günlerimde.Ama merak ediyorum İzmir ve Bursa kıyaslamasına neden gerek duyulduğu.Çok gereksiz, anlamsız.O yıllarda,İzmirden sonra Bursa çok çekilmez gelmişti.

tuncaayy dedi ki...

ben her iki şehirdede kaldım yazı güzel şehirler yazıdan daha güzel bir ortak yönümüz daha var onuda yazmadan geçemeyeceğim her iki ildede güvercin bakma olayı diğer illere nazaran daha fazla genelde iki ilde bakılan kuş cinsi dönek bu iki iilin yerlileri dönen kuşları beslemeyi tercih ederler taklacı kuşlarla işleri olmaz teşekkürler